Anılarımda şöyle-böyle denilecek ramazan anıları yoktur benim. Küçüklüğümün, çocukluğumun ramazanlarını gayet net olarak hatırlarım. Açık ve hiçbir karıncalı resim yoktur. Ara ara özellikle de mübarek ramazanlarda o eski günleri tekrar hatırlamak, başkalarına anlatmak bana hep mutluluk vermiştir. Ama burada ramazan anılarımdan değil, bin günden daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nden bahsetmek istiyorum. Niye diye sorarsanız bana kalan bir mirası devam ettirmenin manevi hazzından olsa gerek. Gurur mu, övünmek mi bilemem ama benim için önemli bir miras.
Ramazan ayı içerisinde Kadir Gecesi’nin önemi farklıdır. Birçok kişi gibi babamda Kadir Geceleri camileri dolaşır, o geceyi sabaha kadar ibadetle geçirirdi. Babam gerçek anlamda dost dediği 2 arkadaşıyla iftardan sonra camii de buluşur ve sabaha kadar kaç camii dolaşabilirlerse dolaşırlardı. Hem de öyle şurada-burada şu saatte buluşalım gibi bir gayret içerisine girmeden. Çünkü onlar her Kadir Gecesi saat kaçta ve hangi camii de buluşacaklarını bilirlerdi. İşte babamın bu iki dostu bir gün geldi başka bir aleme geçtiler.
Babam onların hakkın rahmetine kavuşmasıyla asla Kadir Gecesi ibadetinden vazgeçmedi. Babamın Kadir Gecesi arkadaşı ben olmuştum artık. Yıllarca babamla o gece camileri dolaştık.
Yine 3 yıl önce Ramazan ayı Kadir Gecesi hayalleri kurarken yapayalnız kaldım… O Kadir Gecesi babamın dostlarının onu yalnız bırakması gibi babam da beni yalnız bırakmıştı. Babam 3 yıl önce Kadir Gecesi’nde yolculuğa tek başına çıkmıştı.
HIRKA-İ ŞERİF CAMİİ’NDE
Babam manevi anlamda birçok miras bıraktı ama bu miras benim için en değerlilerinden diyebilirim. Ben şimdi bu mirasa kardeşimi ortak ettim ve bu Kadir Gecesi’nde ilk durağımız Hırka-i Şerif Camii oldu.
İlk tavsiyem bu geceyi camileri dolaşarak ibadetle geçirecekseniz ya toplu taşıma araçlarını, taksileri ya da toplu bir şekilde hareket etmeyi seçin. Çünkü arabanızı park edecek yer bulmak neredeyse imkansız. İlk olarak kalabalığın en fazla olabileceğini düşündüğünüz mekandan başlayın. Ben de o nedenle Hırka-i Şerif Camii’ni ilk olarak seçtim. İçeriye girebilmek için kuyruğun sonu yok çünkü. Kadınlar ve erkekler farklı yerlerden ve gruplar halinde içeri alınıyorlar. Camii içerisinde peygamberimize ait sakal ve gömleği görmek isteyenlerin yaptığı sıkışıklığa ise camii içerisindeki görevliler tarafından müdahale ediliyor. Camii giriş ve çıkışınız yaklaşık toplam 10 dakika sürüyor.
İçeriye girerken biraz sıkışma yaşayabilirsiniz ama e yazık ki herkesin böyle bir günde bile saygılı olmasını beklememelisiniz. Adımınızı içeriye salavat getirerek atıyorsunuz ve bu şekilde devam ediyorsunuz. Tabii ki ayakkabıyla girmek yasak. Ama ben çok uzun zamandır ayaklarıma galoş geçiriyorum, size de öneririm, çok büyük rahatlık ve kolaylık.
Kadınların camiye girmek için beklediği sırada 1 yaşındaki çocuğa rastlayabilirsiniz. Böyle birçok kadın mevcut. İşte bu nedenle bence kadınlar, erkeklerden önce içeri alınmalı. Çünkü hem ayakta, hem de annesinin kucağında saatlerce sıra beklemek gerçekten zor. Erkeklerin biraz daha dayanabilecekleri kanısındayım.
Caminin içinden çıktıktan sonra camii bahçesinde yer alan Peygamberimize ait pekçok şeyin yer aldığı bölümü de mutlaka ziyaret edin. Keza peygamberimizin kabir toprağından iç gömleğine kadar birçok şey görebilirsiniz. Yalnız lütfen bu eşyaların sergilendiği camlara elinizi, yüzünüzü sürmeyin ve fotoğraf çekmeyin.
Ziyaret sonrasında camii çevresinde yer alan birçok sergiden de ilginizi çekecek yiyecek, içecek ya da kıyafet görürseniz şaşırmayın. Buralardan da gece evde sizi bekleyenlere götürmek için alışveriş yapabilirsiniz. Ben her Kadir Gecesi’nin sabahı babam dün gece neler almış diye hemen kalkar, evi araştırırdım…http://twitter.com/#!/YaseminTopoglu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder